(…yitene dek dans etmeliyiz bütün gece Daçe, Ve fonda Piaf’tan La Vie En Rose…)
yeşim kırlı
Fransızca öğrenmeliyim Edith Piaf’ın şarkılarını fısıldamak için sana,
“hayatı pembe görüyorum beni kollarının arasına aldığında” demeliyim sana Fransızca.
Gün ışıyana dek koyup başımı omzuna,
yeniden aşık olmalıyım her saat başı sana- bu defa Fransızca…
Gölgemiz vurmalı titrek mumların duvardaki yansımalarına…
Arada bir yummalısın gözlerini kaybolmayayım diye gözlerinin elasında…
Ve direncimi yitirene dek öpmelisin beni, tabii ki Fransızca…
Tam dört şişe tarihi yitik şarap devirmiş olmalıyız,
İkisi kırmızı, ikisi beyaz ve doğal olarak Fransız.
Zifiri karanlık gecenin tam ortasında,
Akreple yelkovan kucaklaştığında,
Silip geçmişi ve geleceği,
Yalnız o “an”ı yaşamalıyız,
Sen-ben-ve bir de yalnızlığımızın katili “aşk”ımız…
Unutup tüm sözcükleri -anlamlarını biliyor sandığımız,
Uzun uzun birbirimize susmalıyız.
Susamalıyız birbirimize sevgilim durup durup susamalıyız,
Ve çekip kendine birden beni öpmelisin apansız…
Ağzımdaki şarabın kırmızısı karışmalı
Dilinde kalmış beyaz şaraba,
Öyle tutkulu sarılmalıyım sana
Ve Piaf’ın ağzından“dinle kalbimin sesini” demeliyim sana Fransızca.
(…yitene dek dans etmeliyiz bütün gece Daçe
Ve fonda Piaf’tan La Vie En Rose…)
08.02.2005
Yeşim kırlı
:happy:
tolga writes:bayıldım ciddi ciddi ne güzel, ne sıcak…ne kadar aşk dolu…merci