SÜRÜLGEN
Erken doğumum.
Premature bir aşk yüzünden
yasaklıyım.
Hain bir doktor kestiğinden beri göbek bağımı,
açım.
Sürgünüm.
Sürüngenim.
Ana rahminden daha karanlık sokaklardayım.
Acımaz bu yüzden yüreğim.
Her koparılışında yerinden,
yeni bir yürekle dirilirim.
Düşük yapmış bir kadının çocuğuyum.
Düşmüşüm.
Üşüyorum.
Anne, neredesin.?..
Göbekbağını yitirmiş bir ceninim.
Bebeğim,
bebeğinim.
Doğmak sancıdır anne.
Erken doğumum.
Premature bir aşk yüzünden
firariyim.
Bu yüzden
bir kadının en mahrem yerinde gizleyim.
Sürgünüm,
anne rahminden.
Sürülgenim düşüncelerimden.
Bu yüzden,
seni düşünemedim uzun zamandır.
Dokunamadı tenim tenine .
Düşlerimde bile sevişmedim seninle.
Hayalin her süzülüşünde sinsice yatağıma,
saçlarınla boğdum diye tüm sevişmeleri
kızma.
Ben göbek bağımdan sonra en çok seni sevdim.
Yasaksın.
Eflatun bir yağmur sonrası kaçamağısın.
Burnumun direğini sızlatansın.
Ağladım.
Ağlarım.
Ağlarsam, şaşırma sevgilim.
Şaşırman,
ölü sevişmelerimin üzerine boşaldı diyeyse tüm içim.
Şaşırma.
Spermleri dışında gözyaşlarıda vardır erkeklerin.
Korkma.
Ölü sevişmeler hamile kalmaz gözyaşlarıyla.
Seni düşünemedim uzun zamandır.
Dokunamadı tenim tenine .
Düşlerimde bile sevişmedim seninle.
Hayalin her süzülüşünde edepsizce yatağıma,
saçlarınla boğdum tüm sevişmeleri .
ve
Kan kırmızı bir akşama sarıp ölü doğmuş sevişmelerimizi,
sakladım tavan arasında.
Bilmezsin çürümüş sevişmeler nasıl kokar.
Bende bilmezdim….
Çürümüş sevişmeler biriktirmeden önce.
Leylak kokusu bilirdim en morundan.
En beyazından çiçeğe durmuş portakal kokusu.
Aşka bulanmış kalp kokusu birde.
Ya sen nasıl kokardın.
Unuttum.
Seni düşünmedim çünkü uzun zamandır.
Sevişmedim seninle.
Tüm seviş- meme-lerinin katiliyim.
Daha ne kadar saklayabilirim içimdeki beni..
Tavan arasında ölü sevişmelerim var ,senden bile gizlediğim.
Asarlar mı beni ?
söyleyin.
Düşünemediğimden olsa gerek seni ,
İnce bir sızı yerleşti sahdamarıma.
Sevişme sonraları kasıklarıma yerleşen gibi.
Ardından
İçime tarifi imkansız,
arsız,
sabırsız
ahlaksız bir arzu.
Edepsizce yerleştin.
Yerleştim..
Öylece asılı kaldım uzandığım ğögüs uçlarında
Birden sen geldin.
Titreyerek.
Haykırarak.
Sarsılarak.
Hiç düşlemediğim bir biçimde .
Yerleşiverdi hayalin.
Sen gittikten sonra emanete verdiğim gözlerimin yerine.
Havada yağmur öncesi sıkıntısı vardı .
Burnumda saçlarının parfümüne karışmış ter kokusu,
Dudaklarımda itinayla ıslatılmış bir dudak izi.
Kasıklarımda kadınlığından kalma ılık bir sehvet esintisi.
Sanırım erkek mavisiydi gökyüzü.
Bulutlar alabildiğince kız pempesi.
Aşık olurmu yıldızlar.?
Peki ya nasıl sevişir bulutlar?.
Gökyüzü erkek midir diye geçti aklımdan.
Ve ardından
boşaldı eflatun bir yağmur olmuş binlerce sperm,
gökyüzünün erkekliğinden yeryüzüne sağanak sağanak.
Eflatun, eflatun ıslandı sokaklar.
Çıkmaz sokakların rahminde döllendi
eflatunlu cocuklar.
Seni düşünemedim uzun zamandır.
Dokunamadı tenim tenine .
Düşlerimde bile sevişmedim seninle.
Eflatunlu çocuklardık.
Yağmurduk.
Masumduk.
Mevsim ilk aşktı.
Ağaçlar tepeden tırnağa bahar…
Masumiyet,
kar beyaz carşaflar üzerinde yitirdiğimiz bir damla kandı.
Sen namlunun uçundaki mermiydin.
Ben 7,65 lik bir barebellum o sabah.
Erken doğumum.
Premature bir aşk yüzünden
Çılgınım.
Çıldırmışım.
Ve
Seni düşündüm bu sabah.
Ve
seviştik düşlerden öte.
Yürüdüğüm sokaklarımdın.
Sokaklarımdaki çıkmazlarım.
Girdiğim ,çıktığım tüm sokaklar çıkmaz-mıy-dı.?
Çıkmazdı.
Çıkmadı .
Sürgündüm
Sürülgendim.
Seni düşündüm.
İnce bir sızıydın sah damarımdan öte….
Didem Aykaş
14/02/06