Yeni bir ân
uzun ve tenha dolaşıyorum gözlerimde. aklım bir şaşkınlıktan
diğerine aşkın…aklım, bir şaşkınlıktan diğerine
sevdiğim bütün kadınlar geçiyor gözlerimden.sevdiğim bütün
başlangıçlar…terli dokunuşların büyüsü.ter! sakınılmayan in-
celikler
kanlar içinde genç olduğum o upuzun yıllar. elime bir türlü
oturamayan yedi altmış beş güven… o sonu hesaplanmamış
enfes serüven
aklım geçiyor gözlerimden; dur! diyemeyecek kadar akıl-
landığım şu yeni saatte. bir başka yere aynı anda geçmenin
kekre güzelliğiyle… olup çoktan bitenleri anlamaya çalışan
sarsak biriyken, olup bitenlerden oluşan bir orduyla dalıyorum
aklımın içine
savrulmamış birşeyler kaldığı için denizler açılıyor günün bi-
rinde; söylenmemiş bir şeyler kaldığı için elmas sözler… bir
kuytudan bir derine zarif köprüler… buğulu köprülerden
geçiyorum; sisli gelincikler…vahşi gelincikler
hayır! demeyi öğrenmiş bir çocuğun yitirdiği bütün elma
şekerleriyle, yaratılışın ilk elmasına ilk ürkek dişimi do-
kunduruyorum. kır hayvanları geçiyor gözlerimden. vakur, sert
ve içten. bir tenden bir tene sıçrayan ben, duruluyorum
bir yerlerdeyim işte, ansızın gözlerime dolan bir yerlerde…
kargaşanın sarsak şamanı, hep özlediği harmanileriyle…yasak
duygular büyütürken, yasaklanıyorum yeryüzüne
işte gene başlıyor…
Orhan Alkaya
Yenilgiler Tarihi Cilt 1
Sh.68-70