Aylardan Yalnızlık Günlerden Gri
arınmıyor kangren düşler
yağmur sularına bata çıka
yara almış bir söz öncesi fırtınasında kopuyor hiçlik
limanda demirli bir enkaz
yürek…darmadağın
ayartılan ateş böceklerinin
sönmüş ışıltısında sürüyor gece
ritimsiz çalan eksik bir senfoninin virtüözünün kayıp enstrümanı
dolunayda dönüştü dualar bedduaya
azat edilemeyen bir suçlunun
ayağına vuruldu zincir
nefesinde ıssızlık kokusu var
yılanların kol gezdiği bir kuyuya
atılmış çokluğum ve yokluğum
ağzıma sürülen biber acı da değil üstelik
likörün nanelisi aymaz benim sarhoşluğumu
nefretin kusmuğunda ilerler sefaleti sitemlerin
ırmaklarda yıkanmayan kurusu çamurun
zifiri karanlık bir gecede sıvanır gözlerime
lanetli bir düş safsatasında boğulan şiir
ıstırabın inleyen delinmiş sesinde şairin sözleri
kan tükürür yarasalar içimdeki seviye
galibiyetin yenilgisini avuçlar çoban
üzerine serper denizlerin
…siler rengini mavinin
nihayete yaklaştıkça her başlangıç
labirent daralır kaybolur kapılar
ellerinde yanan ayların son günü
romanın son sayfasına düşer gözlerin son incisi
ıslak sayfalarda yalnızlık doğar ayrılıkla
durdurulamayan bir başınalığın sinsi beklentisi
eski bir hikayede buluşur
eskimeyen bir şeylerle
noktayı koyamadığın öykü biteli öyle çok oldu ki
girdabın tam ortasında
delirir zaman kendinden yana
ruhunu çalar bebeklerinden
gözlerine dalıp
intiharını çizer gökyüzüne
ıssızlık sürer
gün griye döner
aylardan yalnızlık günlerden griye düşer söz
dün ölür…şiir çıldırır…şair delirir
22.06.2006
Atilla Güler
Atilla Güler writes:Şiirimi blog sayfanızda paylaşmış olmanız beni çok sevindirdi. Çok teşekkür ederim.Sonsuz sevgi ve saygımla
Nice güzel şiirlere imza atmanız dileğiyle.Saygılarımla…