KİON VE COYOTTE – V Dr. Hakkı Açıkalın

KİON VE COYOTTE – V

Hayatın olduğu yerde Boğaz, onun olduğu yerde kadın ve tabiî ki yanında erkek ve peri masalları vardır. Hayâl âlemindeyiz ve kadının mektubu ile içiçe gelişen bir mücâdele sözkonusu. Karmaşıktan basite değil, daha karmaşığa ve daha labirentheux olana…

Gerçek anlamıyla anayasaya bağlı olan bazı tribünler (mahkeme demem) tesis etme konusunda meclislerinde Britanya’nınkine karşı bir muhâlefet geliştirme temelinde istekli davranabilirler; meselâ, anayasanın güvence altına aldığı haqların bihaqqın teslim edilmesi ve uygulanması. Uygulamaları yoksa bunlar birer hiçtir. Burada kuvvetlerin ayrılığı prensibi de yine bir ‘hiç’ mesâbesindedir. Birer etikettir ve yüzen kaburgalara benzetilebilirler. Costaea Fluctuantes…

Bilinen şeyleri tekraren belirtmeye gerek var mı, emin değilim. Basiti aşamayan sözde muhalifler ve hepsinin derdi devlete daha iyi hizmetçilik yapabilmek. Kendilerine cumhuriyetin aşıkları diyen şimdikiler ve onlardan öncekiler, halefler ve selefler düşüncelerini bir imâna dönüştürmüşlük havasına girdiklerinde aslında en zaif yerde durduklarının farqına varamıyorlar. Ve, en çok tedaviye ihtiyâcı olanlar da onlar.

Bay B.C. bunlar arasında en tanınmış olanlardan biri. Bana, yapmam gereken bir konuşmayla ilgili tavsiyelerde bulundu. Bu konuşmamda, tiranlığın şafağından bahsetmemi istiyordu. Ona, bu konuda iqnâ temelinde bazı şeyler söyledim. Mamafih, çok iyi bilindiği üzere B.C benim en sağlam arkadaşlarımdan birisiydi. Sonuçta başıma nelerin gelebileceğini bilmiyordum. Bu benim toplumla ilişkilerimi test edecek bir deney gibiydi. Montaigne, ‘ben Parisli bir Fransız’ım’ der. Buradan, asâletini mi yoksa tecridini mi anlamak gerekir? Bence her ikisi de. Bunu 3 asır evvel söylediyse, bugün bir şehirde biraraya gelmiş sıradışı kafaların daha da çoğalmış olabileceğini kestirmeliydik. Bu kafaların sohbetlerine katılmalı ve keyf almalıydık. Sıkıntı isimli şeytân, siz kafa karışıklığı da diyebilirsiniz, benim peşimi hiç bırakmadı. Benim üzerimde kurduğu baskı, tiranlığın önünde diz çökmeme yol açıyordu. Damarlarımda babamın asîl kanı dolaşıyor olmasına rağmen bu zaafiyete direnmemi sağlayamadı. B…….. benim bu zaafımı çok iyi biliyordu. Kısa süre içinde benim bu zaafımın üzerine gitmeye başladı. Halqı da bu konuda uyarıyordu. İki taraftan vurulduğumu hissediyordum. Hiçbir hazine onu bu kadar mutlu edemezdi. Bu bir vahşetti aslında. Mültecîlerin çoğu sefâlet içindelerdi ve sistemi sallıyorlardı. Bir yandan çocuklar kadar coşkulu ve dinamik öte yandan birikimsiz ve yetmezdiler. Toydular… B.C. konuşacağı gün ben bir partideydim ve B…….’ın eşi de partiye katılıyordu. General, büyükelçi, diplomat eşleri de partiye katılıyorlardı. B’ın eşi haric bu insanların hepsi hükûmetin baskılarından yorulmuştu. Yeni bir hükûmet arıyorlardı… Aslında yeni ve umud dolu hükûmetin oligarşiden çok daha büyük bir kâbus olacağını önceden kestirmek mümkün değildi, oldu…

Devamı….

Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir