Ağrıyınca kar yağıyor
Ağrıyınca kar yağıyor bu seziş saatinde
parmaklıklar sessiz ve ıslakken tüm solgunluklar
uzaktı oyunların sonuna zaman
yaratılmışı kullanan saklı gözlerinden biriyle
yol aralarına gizlenmişi düşürüyor yavaştan.
Bu nehir sürükleyişiyle
ve o ince ıslaklıkla yaşama
rengarenk karartılardan
ve bir sonbahar ölüsünden tırmana tırmana
yüzleri yüzlere gizleyip bir bakıvermekti uzaktan
soluk soluğa kapanan gölgelerin
aralanmadan yığılan yankısında içten içe –
bir denizse kırılıverdi gözlerimde.
Geldiğim yer yürürdü
ve artık pek dönmeyen göktendi
kayıklara çözülüverdiğim külrengi sabahları
ertelenen düş gezilerinde ağlarken yazsonları
bahçelerden bahçelere sessizlik bırakan
bakışın başlayıp tükeniverdiği bir ağaçkabuğunda
ismini bulmaktı yazdığın
ve durmadan şaşırmaktı
yakarışların hertürlü ellerinde
bir duygu gibi değişmiyor anlamsızlığı.
Herşeyin aranmasında ben bulunmaktım
ama bir telaştan gizlenmiştim de
korkulu bir yağmur sonrası
geçemiyordum birinden diğerine.
Tüm şapkaların altındaki iç çekişler
biraz yaşanıyorsam şimdiki bir düşten
yana eğilmiş kaskatı bakan
ölülerden biriydim pencereden.
Şule Gürbüz