Bir gün İzmir kemeraltında dolanırken, hafiften bir keman sesiyle duraklamıştım.
Sesin geldiği yere dönüp baktığımda….
Zeytinyağı tenekesinden yapılmış bir kemanı çalan, kör bir adam…
Tüylerim diken diken olmuştu.
Elimdeki o uyduruk fotoğraf makinasına sarıldım.
Garip bir duygu idi bu.
Böyle bir resmi çekebilmeyi hiç arzulamazdım aslında.
İnsanın yaratıcılığına sevinmeyi o an bir kenara bırakıyorsunuz.
Kör bir insanın, teneke kutusundan yapılmış bir keman çalması, insanı bir başka yerlere sürüklüyor inanın.
Bir garip hüzün sarıyor insanı.
Bir garip hüzün ki anlatılması zor.
Paris sokaklarında bazen müzisyenlere denk geliyorum.
Ve inanın her kemancı bana o adamı hatırlatıyor.
Yıllar sonra bir Türkiye dönüşünde, kemeraltında gözüm hep o adamı aradı.
O yıllar, keman çalarak dilenen o adama hiç verecek paramın olmamasının ve bundan duyduğum acıyı bir yerde hafifletmek içindi belki de bu arayış…
Ama ne yazık ki o adamı bir daha hiç göremedim.
Atilla Ate
Yıllar önce rastladığım ve kaydettiğim bir hatıra, taşınma/temizlik arefesinde bilgisayarda tekrardan karşılaşınca, o gün ki ruh haline büründüm birden…kelimelerin kifayetsizliğini tüm şiddetiyle hissediyor insan…
Bir garip oldum gerçektende yazıyı okur okumaz lakin hislerimi kelimelere dökemiyorum şuan…