kırığı
bu şiiri alıp
diksen
yörük çadırının
ortasına
yıkamaz elbet
hüzün ve fırtına
ama
ay bakışlı kedi
uzanıp ağlar
kendine vurgun rayda
bekleyip akmasını
yeşil suyun
üzümlü tablodan
kapatsam
kendimi bir kapı ardına
yemin edip durur
sevgili adam
diyerek
hamur, kağıt:
ve çiçek
sevgisiz kadına
ararsan
Tanrı burda
kırığı alınmış göğsümün biryerinde
fısıldayıp yaşamın sırrını
„yorul yorul, kalkıp yorul“
bitiyor
kalbimin ortasında
iğne yapraklı
mabet ağacı
bitiyor
Ne güzel yaz(dırıl)mış…buluyor insan her okuduğunda kendinden başka birşey…
“gül, ey saf çelişki, nice gözkapağının altında hiç kimsenin uykusu olmamanın sevinci.”