yüreği mavna
avuçladığı tuzlu suda
yıkıyor gözlerini
öksede
uzun yol süvarisi
süzülüp hayat ipinin ucuna
akıtıp zehrini
dudaklarında ki ize tutunmalı
bildi bu sevda hiç bitmeyecek
tabakasında bir tutam tütün
sarmadan
kağıtları tutuştu efkârdan
zarif seslerin hırsızı
sığ sulara sığınan
ey sis ardından mendirek taşlarına
savrulan
yüreği mavna
alnına düşen perçemlerinden
mavi kumsalını tara
deniz deniz deniz
kışın tozunun yer değiştirmesi
güneşin ışıltısıyla
omuzlarında
katladığın kağıt fenerleri
as
teker teker
sandalına
beyaz yemeninin uçlarını
bağla
ufukta yitmeyen
sözalıpvermenin
aydınlığı
Sacide Bayraktar Sezgenç
“uzaklarda bir yerde”bürünsene ete-kemiğe!pusundan görülmeyene;razıyım eksilmeye…duysun diye us gönülesayıklar ‘dil’ hergece…
her ne kadar geç farketsemde bu güzel topluluğu ve özellikle sizin paylaşımlarınızı, mutluyum…geç kalmışlığımı telafi için fırsat buldukça seyahate çıkıyorum sayfalarınızda…farklı renkler,farklı lezzetlerlakin hepsi aynı ummanın içinde, umman gibi… teşekkürler
Zarif ilginiz için çok teşekkür ederim,Dostlukla.