GÜL MESELİ
"bahçe biziz, gül bizdedir"
I.
öğle suları
dökülür akşamın tunç kâsesine
derine, hep daha derine
düşeriz, düşlerimiz kan revan
kanar zamanın rahlesi dizlerimizde
ezelî bir hikâyedir bu, menzili sonsuz
hâtıralar hatrına!
masal ol anlat bizi ey leyâl
dayadım özümü sazının zühresine:
n a r ç i ç e k l e r i
2.
daha kaç sürgün doyurur cihânı daha kaç
daha kaç göğ ekin!
anlatsın duymayanlar duyanlara!
gene su toplamış mavisi göğün
canımın bütün mercanlarına!
canımın bütün mercanlarına!
daha… daha…
darımın kumrusuna, sumrusuna dağımın
canlı bir delil gibi duruyorum, duruyorsun, duruyoruz
k ı y a m a h a l l i n d e
artık hiçbir fâilin geri dönmediği
üstümüzde ıslak yaseminler…
bizi gül dönencelerine sorsunlar
bizi “fakir kuş”a: düraç!
bizi şahanlar şâhına
inanmasaydık imkânsıza
hiç olur muydu mümkün!
3.
hadi daha derin sevelim
daha, daha, daha derin
ağzı açık kalsın bütün amforaların
ey kavkısına sığmayan inci, ey sonsuz bilinç
çalağanlar, ökesiz şehirler, rüyâ mealleri
gülün son sözüydü, döküldü
çıplak bir iştihayla mağrur:
bu can bu tende durdukça
boynumun borcu olsun aşk!
4.
kül hâfızadır! kül hâfızadır!
durur durur güllenir
ezelî bir hikâyedir bu, menzili sonsuz
hâtıralar hatrına!
masal ol anlat bizi ey leyâl
dayadım kulağımı toprağa: n a l s e s l e r i
~*~
Perihan BAYKAL