Kelimelerin Büyüsü

1-Yanlış yaşam doğru yaşanmaz.
2-“İlkin gezginliğe çıkman gerek; ancak sonra yurduna dönebilir, o zamanda ötekileri anlayabilirsin”
3-Ötekini anlamak; bir anlamda da kendini anlamak değil mi?
4-İnsan hem bir sanatçı, hem bir deli, hem de sonsuz hüzünlere aşina bir varlık olmalı…
5-İnsan yazdığını mı yaşar, yoksa yaşadığını mı yazar?Ağızdan çıkan her sözün,usta bir avcı gibi sahibini esir almasına ne demeli…galiba söylediğimiz tüm kelimelerin azat kabul etmez birer mahkumlarıyız.. Özgürleşirken tutsak olmak… kelimelerin büyüsü de bu olmalı….
6-Sahipsiz bir cümle…”Burada yağmur çok tuhaf yağar, hiç beklenmedik bir yönden adamın üzerine haince çuvallanıverir..”
7-Artık çok geç…..bir kez daha…
8-Bir insandan geriye bir gölge kalıyorsa, o insan zavallıdır.
9-Görünmeyen…görünenin yansıması mı?
10-Sürekli ihanetten geriye ne kalır?….sadece hiç…belki de yalnızca “kalmak” kalıyor..
11-“Her şey boş” diye bir cümle… İncil’den galiba…..
12-Hiçbir zaman bir cümleyi yada düşünceyi yarıda kesmemek lazım..malum algıda seçicilik bahsi….
13-Sana bir şey söyleyeceğim. Bak, bu cümleler burada var. Yalnızca burada var olabilirler; çünkü sen buradasın.Bu yüzden onları ben sana söyleyebilirim. Ama…aynı biçimde başka cümlelere sahip olan bir kişi ölürse ne yaparız? Cümlelere ne olur, var olurlar mı,olmazlar mı? Sorunu anlıyor musun? Burada kafamın içinde dönüp duruyorlar yani varlar…buna karşın onları söylemek mi gerek?…Sana bile? Bırakayım da beynimi- mi kemirsinler.Kendimi imha için başka bir yol mu bulmalıyım..bilemiyorum..
14-“İnsanın-belki de halkların- hayret duymaya uyanmaları gerekir. Bilim onları yeniden uyutmanın aracıdır…” Böyle diyor Wittgenstein …N.Fazıl’ı anmamak mümkün mü?
15-Zamanı gelmiş fikir…batının cins kafalarına göre doğup ta batan güneşler gibiymiş.Zamanı gelince nasıl olsa tekrardan doğacaktır…
16-Başkasının derinliklerinde oynama!
17-Yüz bedenin ruhudur.Her yüzün anlatacak bir hikâyesi olmalı…Her şehrinde…geceleri gökyüzüne bakınca anlatacağı bir hikâyesi…Gündüzleri güzelmiş hissi uyandırsa da geceleri suskunsa o şehir ruhsuz bir bedenden farksızdır.Aynı durum kadın için de geçerli.Bedeninin kıvrımları yüz ifadesiyle birleşmiyorsa o kadın ruhsuz bir aptaldır ve cazibe merkezi olmaktan uzaktır. Hayat; kadınları ve şehirleri hikâyeleriyle anlamlı kılar.
18-Bir kadın/erkek beyni için mi sevilir, yoksa bedeni için mi?
19-Düşünmenin hasat zamanı..şimdi değilse ne zaman?
20-Ruhikizim..Ruh ikizim.. İki ruh…..
21-“Kişi yalnızca en korkunç acılar içindeyken yazmalı- o zaman bambaşka bir anlamı olur yazdıklarının. Ama bu yüzden, bu yazılanı da kimse bir doğrudur diye alıntılayamamalı; meğer ki bunu söylerken kendiside acı çekiyor ola.- Bir kuram değildir ki bu..ya da bir doğruysa, söylendiğinde hemen ilk ağızda dile getiriliyormuş gibi söylenen doğru değildir.Bir kuramdan çok,bir iç çekiştir yada bir haykırış” Wittgenstein….
22-Kendini aldatamamak…nasıl da zor…
23-Bazı insanlar için “gözünün önünde duranı görmek” zorların zoru oluyor nasılsa?
24-Acaba; insanı çıldırtan ve yeri doldurulamayan bir özlem…
25-Bir insan kilitli olmayan, ama içeriye doğru açılan bir kapıyı boyuna itiyor ve çekmek aklına gelmiyorsa, odada hapistir…
26-Tatmin olamamanın açlığı..ruhumu ve bedenimi doyurarak tüketecek olan olana duyulan hasret..acaba kim?
27-Ancak çok mutsuz olan bir insanın başkaları için üzülmeye hakkı vardır…
28-Beynimin kıvrımlarında dolaşan doğumun sancısı…
29-Sürekli bir çıldırma intihar etme beklentisiyle yaşama.. galibi yok hayatın…
30-“Filozoflardan daha sapkınca düşünenler,çözebilir onların sorunlarını” (Wittgenstein)
31-“Ölüm yaşam olaylarından biri değildir.Kişi ölümü yaşamaz.”(Wittgenstein)
32-“Söyle onlara harika bir yaşamdı, yaşadığım.” W’nin son sözü
33-Kendine bak-Kendini hiçbir zaman anlamayacaksın. Çünkü kendini bir dizi tasarım içinde görüyorsun,sonunda dağılıp gidiyor hepsi.Çünkü kişi kendisine dışarıdan bakamaz, zira kişi kendisinin nasıl göründüğünü sahiden görmez,çıkarsayabilir ancak. Kişi kendine bu koşullar altında ben,biz, başkası için ne derdim diye sorabilir…ama yanıt şu; Bilemezdim.Bilseydim de o başkasıyla ilgili haklı olduğum konusunda bir şey söylemiş olmazdı.Kişinin kendisi üzerinde sığ bir yargıda bulunması, kendisini ucuz bir biçimde şu ya da bu komedinin yada trajedinin oyuncusu sayması, bunları bir başkası için yapması kadar iğrenç bir şey. Düşün ki, başına ne gibi bir mutsuzluk,nasıl bir acı gelirse gelsin,bunu sen kendin hak ettin” diyor 1946 yılın da wittgenstein
34-Üşüyen bir ruh…benim ruhum.
35-Sık sık bedenimin ruhuma dar geldiğini hissederim…ayaklarımın takıldığı gölgeler olmazsa … alıp başımı gitmek istiyorum…
36-Maskelerden sıyrıldıktan sonra kalan “ben” kimim?
37-Yüreğimde sonsuz büyüyen hasret..bir türlü dindiremediğim…sonsuz büyüdü…
38-Arya…sonsuzluğa açılan bir kapı gibi…Sanki hiçbir zaman sevgisini, öfkesini haykıramamış birinin cisimlenmiş ruh hali…
39-Nilüfer gibiyim…köksüz ve yalnız…
40-Hep başkalarının mutluluğu…. Ya benim…..
41-Hayata dair ne varsa ilgimi çekmekten gittikçe uzaklaşıyor….soğuk bir his duyuyorum….buz gibiyim…ruh üşümelerimin sonucu bu olsa….
42-Değerini kaybeden hatıralar….
43-Benim kara gözlü kızım; sende olmasan….
44-“Gidiyorum bu şehirden” diyor Sezen Aksu…”Su gibi”….
45- Yarım kalan şarkısını arayan hayatlar gibi….bitmek tükenmek bilmeyen bu özlem…..kime ait acaba?
46-Türkülerin büyüttüğü acılar…duymuyor musun?
47- Kelimeleri olduğu gibi bırakmak…Türkülerdeki gibi ….
48- Yine sen, yine o rüya….hayatımız nerede kesişecek bilmiyorum….zannedersem yaşadığın acının öfkesiyle büyüyorsun…öfkeyle ve acıyla hâlâ yapayalnız…Oysa yaşadığın evin her yerinde ben varım ve bundan kurtulamıyorsun ben senden uzaklaştıkça.Tıpkı hayat gibi.
49- İçimdeki yangın yaz yaz , yoksa seni tüketeceğim diyor.
50- Söyle sen mi kanattın aşk denen avuntuyu
51-Sen sevdiğin şarkılar kadar bile yaşayamadın gönlümde…
52-…………………………………
53-Hala aynı rüyanın en güzel yerindesin….kalp kalbe karşı mı acaba?
54-Yağan yağmura inat çürüyorum…Yaşayarak çürümek…sessiz çığlıklarımın duyulmaması ne kadar da acı.. kelimelerimin sahibi rüyalarımdan çıkda gel…dayanamıyorum ıssızlığım çok ince…
55-”Duysana beni! Beni hissetsene Ben de senin gibi uyanığım acı çekiyorum! Hisset beni! Duy benim varlığımı!” Böyle dıyor Stefan Zweig
56-Kimbilir kaçıncı bahara kaldı vuslat
57-İçimdeki şarkıyı bir kez daha yaraladın….
58-Tagore dedi ki:” Kadın kalbine girmesini bilmeyen, mabede girmesini nasıl becerebilir”
59-Hayatın içinde “fark etmez”, “fark edilmez” denilen hiçbir şey yoktur.
60-Biriktirdiğim insan suretleri kadar yalnızım.

Umman Şahiner

Join the Conversation

Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir