itiraf
gece kırılgan bir sabaha salardı kendini
dağlanıp düşerdi gölgeler toprağa
bir hançer soğukça sokulurdu yapraklarına
bak derdi bu yeşil
henüz gözlerini görmemiştim
inanırdım
ölüm şaşkınlık biriktirirdi kuytularda
dokunurdu sırayla elleri suydum belki de
nehirle kıvranırdım yatağına
ıssız bir yara sadece derdi
hüzne hazır değilsin
gülmemiştin henüz bana
inanırdım
kapılar erkenden susmuş olurdu
bir ışık vardı duvar diplerinde
soluğumu sıkan karmaşa
tutunsam kaybolurdu
bırak derdi
bilmezdim seni hiç beklememiştim
inanırdım
çareler nasıl da kaypaktı
gitmeyi bilmekti yiğitlik
ah bir de kinle ovulmuş avurtlarım vardı
ne çoktu o keskin ürperti
sus derdi ve sarıl
dokunmamıştım
inanırdım
eksik bir zamandı kısacık
bir an saniyelerden çalınan
gülerdi daha değil
daha bir çiy düşmemişti yaprağa
bir göçün uğultusu daha duyulmamıştı
dinle derdi gidiş vakti
inanırdım
ama henüz duymamıştım
ne kadar kelimeler düşerdi
göğün o ketum karanlığı ne kadar ağırdı
içimde söylenmemiş sözler kalırdı
bilirdi ve bildiklerine aldırmadan
olsun derdi sen inan
öylesine bir gündü
anladım
inandım
ve öptüm