Su İlahisi
Yeniden bir pencere aç düşlerimin ayışığı
Yanarım ben, gül atılsın taş atılsın
Issızlarda yağmur örtüğü gövdemin harabeleri.
Tedbirsizdim, şiir gibi ışıyor sudaki gurbetim
İliklerime kadar
Meleğin dokunduğu yalnızlık bendim.
Ah efendim, uzaktasın, ağulu bir menzil bu
Kuytu adresimle izini sürüyorum sesinin
Menekşe aydınlığına doğru köpürmüş akıyor kalbim
Çürüyor dilimdeki kilin mühleti
Dirim karşılamıyor beni, ölüm ne ki!
Kanatsız bir uçuştur ruhumun cenk saatleri
Aceleyle kopuştur fecrin kemiğinden
Ve suçtur sulara düşen nergisi şairin
Kalemi kırabilsem, kitabımı yaksam, ben neyim ki!
Neyim ki! Su Kasidesi'nden başka, taştan taşa
Uzak kalırsam metafizik akışa
Ben neyim ki!
Sessizlikte körelen yorgun esinti
Hasretle yükselen ipeğin ve suyun kışkırtılmış sesi.
Ah efendim, uzaktasın, ağulu bir menzil bu
Kırık dökük bir dua gibi aşk, kölenin dudağında
Kendi ördüğü hayret burçlarında.
Beni kayıp sularında boğ, orda sakla!
İsmail Karakurt
incisler
:happy:
“Tedbirsizdim, şiir gibi ışıyor sudaki gurbetim İliklerime kadarMeleğin dokunduğu yalnızlık bendim.”ne güzel ifadeler…resim de çok hoş,memleketimde var böyle heybetli bir ağaç,gittim bir an oralara 🙂