Violette Noziere
Geceleri cam ayakkabısıyla uyuyor.
Su burcu bir kadın… Yıkıntılarında
ölü metal ışıltıları saçan jaguarların
dolaştığı şehirde… Danteller, ipekliler,
safir rüyalar içinde… Birden, eşyaya altın
temaslar bahşeden parmakları, alamet
lerin birbirine karıştığı bir kart açıyor
ömrüme… Ve fısıltıyor usulca: 'Hiç korkma
benim dokum cam.'
Zamanı durduran bir tılsıma
hapsediliyoruz böylece…
Sen, ihtimaller prensesi! Asırlarca o zehir
yeşili mermerin içinde cam bir tebessüm
gibi uyuyan sevgili! .. Söylesem, cisimleşir
artık sözler. Oysa biçare kelimeler, bir kalbe
ne kadar da yakındır?
Kardeş ruh, Violette Noziere! Bilseler,
şairin bir masaldan çaldığı cam ayakkabı,
uyuduğu bu kağıt – aynadan şimdi bize
neler anlatır?
– Ah bir bilseler! ..
Vural Bahadır Bayrıl
cam bir tebessüm ‘ü sevdim.
kelimeleri sevin, şiire dönüşen kelimeleri daha çok…hayata dönüşen herşeyi.