Bütün Erkekler Ölür – Ahmet Oktay

Çünkü gök sıkıntıyla ağar rüzgâr buruşur, bir yaprak düşer ve kaçıyordur solgun mavilikte maviler ve al geyikler. İşte altın ve kara akıntılar: analar, yitirilmiş resimlik yoksulluk, o korkunç kadın. Susun, tümünün anıldığı gündür, kara yağmur ve ebem kuşağı usulca bütün erkekler ölür. Kıpırdamasın insandan […]

Gerard De Nerval – Ahmet Oktay

siyahın gezginiyim: her gün daha derine yanar akşamla caddede vebalı lambalar, bezgin, sıkıntıyla bakar herkes benzerine; redingotlarıyla mumya gibi otururlar iş yerlerinde, kahvelerde. ve akar zaman. -birden söner uzak bir yıldız gibi yaşaman- demek isterim, alımlı kadının birine. çünkü kanar “bir mezarda bırakılan aşklar”: […]

Kaç Kişiyiz Kendimizde – Ahmet Oktay

Pavese, Malcolm Lowry. İkizlerim. Gece de sonsuz değil, kötülük de. Ben de denedim. Lav fokurdarken, gidip geldim delilikleri. Bin vampir besledim şuramdaki inde. Sövdüm ve şehvetle öptüm her Meleği; ah! Bilemedim. Kaç kişiyiz kendimizde Karabasanlar yaşattım beni sevenlere, bir hataydım, besbelli. İçimdeki ölümden içimdeki […]

Rainer Maria Rilke – Bir Genç Kadına Mektuplar

“İnsana varmak isteyen ve varması gereken şey üzerine çökmelidir kişinin, sanki onu özlüyormuş gibi, sanki insanın varlığını ele geçirmekten, güçsüzlüğünün her bir atomunu teslimiyete dönüştürmekten başka bir düşüncesi yokmuş gibi.” (s.6) “Mektubu hâlâ bir ilişki aracı olarak, en güzel ve kazançlı ilişki araçlarından biri […]

Anılar, Düşler, Düşünceler – Carl Gustav Jung

“Kendi ruhuna bir teleskopla baktı. Düzensiz gibi görülenleri gördü ve güzel yıldız kümeleri gibi gösterdi ve bilincine dünyaların içinde gizli dünyalar kattı.” Coleridge, Defterler (s.11) “Yaşlanınca hem içsel hem de dışsal bağlamda gerilere, gençliğimizin anılarına dönüyoruz.” (s.13) “Canlı kalan tüm anıların huzursuzluk ve tutku […]

“BENCE ÖLÜMÜN ALTERNATİFİ HAYAT DEĞİL, HAKİKAT.”

“BENCE ÖLÜMÜN ALTERNATİFİ HAYAT DEĞİL, HAKİKAT.” “Yazma zevkini keşfedebilmem için yurtdışına çıkmam gerekti…. Kendi dilimi kullanma imkânsızlığı içinde bulunurken, dilimin bir yoğunluğu, bir kıvamı olduğunu, soluduğumuz hava gibi olmadığını, aksine kendi yasaları, kendi kestirme yolları, dehlizleri, çizgileri, yokuşları, yamaçları, girinti çıkıntıları, kısacası bir fizyonomisi […]