Yoktayım – Salih Mirzabeyoğlu

Yoktayım

Gecenin bir yarısı
Ser serî bal arısı
Çileden çıktı demek
Sebeb tutmaz zemberek
Külfetsiz boşluktayım
Kim sorarsa yoktayım

Nizamîye vak’ası
Gözde gönül ağrısı
Bala karıştı petek
Ölüm sırtımda gömlek
Fikrimce bolluktayım
Bir garîb ufuktayım

Sularda deniz kızı
Varlığı kadar sessiz
Kalsın sözün yaldızı
İçim efkârı engiz
Gül kokan soluktayım
Kim sorarsa yoktayım

Salih Mirzabeyoğlu

Yanlış Anlama – Türker Özşekerli

YANLIŞ ANLAMA

yanlış anlama!
kazanan hepsini alır
hecelediğin her şey zaten ufalanmış bir saat
sığmıyor çuvala an be an azalıp durmak
büyüyor kalbimin bakır yorgunluğu
olası bir direniş içindi doğa
kursağımda iki üç kanat çırpınışıyla
zar zor topluyorum mekândaki arzularımı

yanlış anlama!
dünya tanımlanmamış bir dağınıklık gibi geliyor bana
ağzımın kenarında çırpınıyor gülüşü
hayallerimin kıyısı çiçekten bir biçim alıyor
yeniden kuruyor gerçekliğini masa
yeniden arzuluyor anlamı işçi
yaşamı geri geri park etmek bize kalıyor

şey’ kusura bakma
korktuğum sen değilsin
beynimin içerisinde sürtünen kuruluk aslında
kim istemez yaşamayı ama ölmeye de var mısın?
sokağa doğru kara bir trenin gölgesi gibi
kuralına uygun yaşanmıyor nasılsa bu rüya

yanlış anlama
koparıp atabilmek
biraz yalnızlığıma patladı da
dokunduklarımı gözlerimle sevdiğim bu tuzak
şey’ kusura bakma
hüzün benim kesiğim
uykuya daldığım anda ahşap bir acıyla
derken ikinci yeni elden ele
yakınıma büyük bir tutarsızlıkla yaklaşıyor
sızı desen sızı değil, böcek desen böcek değil
öznelerin içerisinde
paslı nallarıyla yüzüme doğru
tepinen insan başlı bir at kişniyor…
belli ki yarası yeniden kanayacak

Türker Özşekerli

Ne Beyân-ı Hâle Cür’et Ne Figâna Tâkatım Var – Vâsıf-ı Enderûnî

Ne beyân-ı hâle cür’et, ne figâna tâkatım var.
Ne recâ-yı vasla gayret, ne firâka kudretim var.

Yanayım mı hasretinden geçeyim mi ülfetinden
Hele derd ü firkâtinden sana bin şikâyetim var

Nice etmem âh ü efgân beni yâre geçti yârân
Nigeh etmez oldu cânân buna pek kasâvetim var

Düşüp ol cefâ-şiâre gönül oldu pâre pâre
Çekerim gamın ne çâre geçemem mahabbetim var

O fısıltıyı işittim düşüp ardı sıra gittim
Yanılıp bir işdir ettim şu kadar kabâhatim var

Geziyordun eşbeh eşbeh dedi kim ki gördü peh peh
Beri gel ki sana ey meh dahi çok hikâyetim var

Lebin olmuş ayn-ı şerbet gönül istek etti gâyet
Beni nâre yakdın elbet öperim harâretim var

O meh işte bana nisbet ediyor seninle ülfet
Bana Vâsıf açma sohbet sana pek adâvetim var

Vâsıf-ı Enderûnî